Höynkürdüm =)))) sen nasil bi kralsınİyi ki ben hep 50 liralık alıyorum beni etkilemiyor
Migros kataloguna 30 Nisan da düştü. Ancak o gün hiç bir yerde yoktu . Sanal market de de. Araya sokağa çıkma yasağı girdi 3 Mayıs Pazar sanal markete düştü ama stokta yok yazıyordu. 4 Mayıs pazartesi sanal marketde stoklarda gözüktü sipariş aktif oldu ama hiç bir yerel magazasında yoktu akşam üzeri 17 civarı yerel magazalara gelmeye başladı hatta aradılar geldi diye beni . İstanbul da bir abiye de söyledim geldigini o da aynı saatlerde aradı yerel magazaları geldini söylemişler . 7 Mayıs yada 8 Mayıs'ta sanal market de stoklarında bitti yerel magazaları bilmiyorum.Hocam ondan 1 gün önce de ilk satışa özel migrosta 2400'e satıldı
Hocam çok güzel yazmışsınız elinize sağlıkArkadaşlar çok detaya girmeden, kabaca kısa bir özet geçeyim ondan sonra övgü ve yergileri yapalım
Eskiden beyan üzerinde vergilendirme yapılıyordu. Yani bir firma telefon getireceği zaman ben bu cihazı 100 liraya aldım diyordu ve vergilendirmesi de 100 lira üzerinden yapılıyordu. Yeni düzenlemede de aynı şey geçerli ancak sadece devletin istediği evrakları temin edebilen firmalar için. Eğer bu istenilen evrak ve belgeler temin edilemezse devlet diyor ki "Eğer elinde evrak ve belgen yoksa bana yalan söylüyor olabilirsin. Ben kendimi garantiye alırım ve 200$ üzerinden vergilendirme yaparım."
Bu noktaya kadar -özellikle mükemmel bir ticaret ahlakına sahip bir toplumda yaşadığımız göz önüne alınırsa- son derece mantıklı. Eski sistem içinde ciddi vergi kayıpları olabileceğini tahmin etmek pek zor değil ve yeni sistem bu kayıpları önlemeye yönelik gibi duruyor. Ancak iki temel ve çok büyük sıkıntı var.
Birincisi istenilen belgeler üretici tarafından geriye dönük 3 yıllık olarak temin edilmesi gereken belgeler ve büyük ölçüde ticari sır mahiyetinde. Çalışan işçi sayısından, kapasitesine, ürettiği cihaz sayısından nereye ne kadar sattığına, haftalık çalışma saatlerine kadar inanılmaz detaylı bilgiler isteniyor. Yani X firmasının vereceği bilgilerin sızması ile dünyada 100 tane Türkiye cirosu kadar pazar payını Y ve Z firmasına kaptırabilir. Bizim gibi küçük bir pazar için bu riski alınır mı, siz hesaplayın...
İkincisi ise ÖTV... 200$ ciddi bir sınır. 200$ altındaki telefonlardan %25 ÖTV alınırken, 200$ üstündeki telefonlardan %40 ÖTV alınıyor. Kaba rakamlarla konuşursak 100$'lık (700₺) bir telefondan alınan vergilerle bu telefon 1100-1200₺ civarına satılabiliyordu. (ÖTV+KDV+TRT+vs...) Ancak bu 100$'lık telefonun belgeleri tamamlanamazsa vergileri 200$ üzerinden alınacak ki sadece vergileri 1400-1500₺ civarında. (maalesef telefonda verginin vergisi hatta verginin vergisinin vergisi de alınıyor. Fark sadece %15 olmuyor katlanarak artıyor) Yani telefon 2200₺ üzerine satılmak zorunda. Bir başka deyişle reel olarak eskiden devlete bir kendimize bir telefon alırken şimdiki durumda devlete iki kendimize bir telefon almış gibi oluyoruz.
Mevcut durumdaki fiyat artışlarını ise "fırsatçılık" olarak değerlendirmek bence doğru olmaz. Şu an hem ithalatçılar hem de satıcılar ciddi bir "panik" durumunda. Ellerindeki telefonları satıp zarar etmekten korkuyorlar ki hiç de haksız sayılmazlar. Bu durumda hepsinin önünde tek seçenek var: şu an satmayacaklar. Ya fiyatı satılmayacak kadar çok yükselterek satmıyorlar ya da tamamen satıştan kaldırıyorlar. Bizim gördüklerimiz ilk gruptakiler. Yoksa onlar da biliyor bu fiyatlarla satılmayacağını
Kısa dedim ama yine uzun oldu... Buraya kadar okuyanlardan özür dilerim. Önümüzdeki hafta içinde belge ve evraklar temin edilebilecek mi, muafiyetler olacak mı, yürürlük tarihi değişecek mi gibi pek çok soru cevap bulduktan sonra fiyatlar oturmaya başlayacaktır. Yani yakın zamanda telefon almayı düşünüyorsanız almayın.
. Beklemeye devam o zaman
