Hayattan zevk almamanı anlayamam, fakat içinde bulunduğumuz pek çok sorun sebebiyle karşılaştıklarından keyif alamamanı çok iyi anlıyorum.
Bunun maalesef net bir çözümü yok sanırım; kendini daha iyi kandırmak, ya da olana şükretmekten başka.
Artık insanlarla eskisi kadar muhatap olmuyorum. Onların günden güne parayla doğru orantılı olarak değişen sahte kimliklerini, aptal tercihlerini görmenin yıllardır kendime karşı yaptığım en büyük haksızlık, en büyük ahmaklık olduğunu gördüm. Kabul etmek gerek, insanlar çirkinleşti, eski memleket kalmadı ikili ilişkilerde, sosyal civarlarda.
Mümkün olabildiğince çok dizi, kitap ve oyunla geçiriyorum vaktimin çoğunluğunu. İzinli günlerimde dışarıya çıkıp gezmek de keyif vermiyor artık. Çünkü şehir artık daha basit ve daha pahalı. Bir gün beni terk etmesi için yanımda tuttacağım, bir şeyler aktarabileceğim kız arkadaşlarım da yok. Ailem, birkaç lise ve üniversite arkadaşım kafi. Her gün aynı şeyleri yapmak canımı da sıkmıyor, bir şeylerin değişmesi için ışık bekliyorum. Okuduğum okula karşı olan inancım bile bitti. Onun için uğraşmıyorum. Niye uğraşayayım ki? Sen 4 yıllık tahsilini bitir, hayatının en değerli yıllarını köle gibi yaşayarak, çalışarak devam ettirt, sonra iş bilmez, birilerine selam verebildiği, uzaktan kan bağı olduğu için o mevkiiye gelmiş kimse senin patronun olsun.
Hayattan keyif almak zorunda değiliz, ama bir şekilde onu sürdürmek durumundayız. Bence basit şeylere yönel ağabey.