- Adım
- Tosun
- Cihazım
- Mİ 10T Pro
- Meslek
- Sys Support - IT
- Konum
- Istanbul
- Katılım
- 8 Ekim 2014
- Konular
- 92
- Mesajlar
- 470
- Tepkime puanı
- 201
- Puanları
- 58
Bu sadece yaşanmış bir anıdır. imla hatası olabilir. bakış düşünce farkı olabilir.
Ama hatalarımın hiçbiri eleştiri konusu olamaz. Basit bir anı sadece.
Efes Basket fanatiği bir arkadaşım sabah kahvaltısından sonra, evinin yakıninde bulunan " ...Hristiyan Mezarlığını" gezmek istediğini ve kendisine eşlik edip edemiyeceğimi sordu.
Gayet ciddi olduğunu görünce kabul ettim ve beraber gittik. Demir siyah büyük kapı içerden erişilebilir bir sürgü ile kapatılmış idi. Kendisi etrafa baktı kimseyi göremedi ama merakından sürgüyü açıp içeri girince sağ tarafda bir büro ya benzer (2 oda bir hol) gördük ve oraya yöneldik. Camdan bakınca içerde biri olduğunu bizi gördüğünü söyledi beklemeye başladık. O arada etrafa bakındık ve ufak bir su havuzu - şadırvan tarzı bir oturma yeri vs vs gördük. kurumaya başlamış çiçekler hoş bir mekan. O kısma baktığınızda giriş yerine göre "bir mezarlıkda" olduğunuzu anlamanız zor.
Neyse bayandan gezme izni istedi arkadaşım. Bir şart ile dedi, "Mezarlığın resmini veya videosunuz çekmeyeceksiniz". Gayet hızlı bir şekilde kabul edip girdik içeriye. Yanımızda mezarlığa bakan 2 kişi verdiler. Ve bolca da ufak boylu ama çok sevimli köpek eşliğinde gezmeye başladık. köğeklerin cinsi ufacık ama sevmemek imkansız. İnsan canlısı hayvanlar ... bekçilik yapmaları imkansız
İlk dikkatimizi mezarlığın parsellenmiş (numaralı bölgeler) olduğunu ve her parsel arasında yürüme yerleri olduğunu gördük.
Parseller içerisinde genel olarak aile mezarlığı şeklinde çevrelendiğini, şuan çocuk olanlara bile yer hazırlandığını farkettik.
Ufak alanlarda 2-4 bazen 8 adet isim ve resim alanı görünce nasıl sığacaklarını sorduğumuzda; mezar alanına önce yanyan sıra ile yerleştirdiklerini, alan bitince 5 yıl geçmiş ise diğerinin üzerine defnedildiğini açıkladı bekçiler (her işin kendince bir yasa ve kuralları varmış... ayrıca her mesleğinde kendi içinde zorluklarını da öğrendik. anlatamıcam .......)
şaka gibi gelecek ama bir cadde bir mahalle gezer gibi parsel noları ile herkesin nerede yattığı belli ve o alana kaç kişi defnedilmiş veya ne kadar kişi daha defnedilebilir o da belli. Herşeyi o ilk karşılaştığımız büroda kayıt altında tutuyorlar.
Oraya sadece canım ülkemden kişiler değil, dünyanın farklı yerlerinde meftalarında getirilerek orada defnedildiğini de öğrendik. Herkesin MEMLEKET ve HUZUR aradığı yer ortak.
Ağaçlar - çiçekler - bol miktarda sebil çeşme/hayratlar. Mezarlık içerisinde sayısız adım başı hayrat çeşme var.
Kapalı bölge olduğu içinde kimse o HAYRAT çeşmelere hortum bağlayıp arabasını yıkamak veya evinin su deposunu doldurmak için kullanmıyor. Hayratlar sorunsuz çalışıyor.
Onlarda da bir yıkama alanı var ve yıkama işlemi için çok eski bir kaya oyularak tabut gibi hazırlanmış ama su akarı eklenmiş bir çeşit KAYADAN gasl tabutu gördük. Taş işçiliği her yerde belli. çok eski kaya ve taşlar işlenip kimi zaman ayrım amaçlı kimi zaman parke olarak kullanılan TAŞ USTALIKLARINA hayret ile baktım. Ben taş ustalarına hayran olmuşumdur.
"Ekmeğini Taş-dan Çıkartmak".
Parsellerin içinde - kabirlerin hemen yanında ağaç olmasına izin vermiyorlar. Ama parsel baş ve ara dinlenme/toplanma mevkilerinde ağaç ve oturma alanları gördük. Aralarda ekilen ağaçlar kabristanları parçalamasın diye aralara dikmediklerini de öğrendik.
Farklı ağaçlar var. Klasik kayın - çam değil. Bolca defne de gördük. Güller de var. ama bizim mezarlıklarda görmeye alıştığımız çabuk solan zambaklar yok.
İsterseniz ve ücretini öderseniz düzenli olarak çiçek ekim vb hizmetleri satın alabiliyorsunuz da. Aksi halde defnedildiği şeklinde kalan kabirleri de gördük.
Sonuçda oradaki hizmetlilerin bir BULUNMA amacı ve klasik günlük görevleri var.
neyse. uzun bir gezi sohbetden sonra teşekkür ederek ayrıldık.
Arkadaşım hemen evinin yakınındaki .... "bizim mezarlığa da gidelim" dedi. Efes maçları esnasında tanışıp korona ya yenik düşen GENÇ tarafdarı ziyaret edip "maç sonuçlarını/şampiyonlukları" anlatmak istedi.
Mezarlığa girmek ayrı bir sorun, içerde gezmek ise bambaşka sorun.
Ülkemizde her mezarlık giriş yeri ve içi "Edirne Kapı Şehitliği" gibi değil maalesef. Mahalle arasında ufak arsalar içinde ve giriş çıkış sorunlu alanlar.
Neyse o eski dostuna erişmek için sayısız mezarı tepelemek zorunda kaldık. Bölge tamam coğrafik olarak engebeli ama mezarlar arası hiç boşluk yok.
İnsanlar - Kadınlar mezarlık ziyaretlerine gittiklerinde nasıl kabir etrafında durup dua ediyor, diğer kabir ehlini tepelemeden ve diğer kabire zarar vermeden ???? işte imkansızı düşünüyoruz burada.
Evet, azınlıklara göre sayımız çok fazla.
Ama yinede ister mahalle arası, ister şehir anıt mezarlıkları olsun; daha da güzel olabilir.
Fikren mezarlık düşkünü biri değilim. Ama yapacaksak da biraz dikkatli ve bilinçli yapalım.
Ufak bir not eklemek istedim
tarikat ehli değilim ama güzel söz ve hitableri de boş geçmemek lazım
"Mûtû kable en-temûtû" Ölmeden evvel ölünüz.
Birgün hepimiz o gezdiğimiz - gördüğümüz kabristanlarda olacağız.
------------------------------------
bu yazımda forum kurallarını ihlal edecek bir kusur işlemedim diye düşünüyorum.
Edebiyat açısından yazıma bir isim vermek gerekirse "DENEME" olarak bakılmasını ve değerlendirilmesini rica ediyorum.
Ama hatalarımın hiçbiri eleştiri konusu olamaz. Basit bir anı sadece.
Efes Basket fanatiği bir arkadaşım sabah kahvaltısından sonra, evinin yakıninde bulunan " ...Hristiyan Mezarlığını" gezmek istediğini ve kendisine eşlik edip edemiyeceğimi sordu.
Gayet ciddi olduğunu görünce kabul ettim ve beraber gittik. Demir siyah büyük kapı içerden erişilebilir bir sürgü ile kapatılmış idi. Kendisi etrafa baktı kimseyi göremedi ama merakından sürgüyü açıp içeri girince sağ tarafda bir büro ya benzer (2 oda bir hol) gördük ve oraya yöneldik. Camdan bakınca içerde biri olduğunu bizi gördüğünü söyledi beklemeye başladık. O arada etrafa bakındık ve ufak bir su havuzu - şadırvan tarzı bir oturma yeri vs vs gördük. kurumaya başlamış çiçekler hoş bir mekan. O kısma baktığınızda giriş yerine göre "bir mezarlıkda" olduğunuzu anlamanız zor.
Neyse bayandan gezme izni istedi arkadaşım. Bir şart ile dedi, "Mezarlığın resmini veya videosunuz çekmeyeceksiniz". Gayet hızlı bir şekilde kabul edip girdik içeriye. Yanımızda mezarlığa bakan 2 kişi verdiler. Ve bolca da ufak boylu ama çok sevimli köpek eşliğinde gezmeye başladık. köğeklerin cinsi ufacık ama sevmemek imkansız. İnsan canlısı hayvanlar ... bekçilik yapmaları imkansız
İlk dikkatimizi mezarlığın parsellenmiş (numaralı bölgeler) olduğunu ve her parsel arasında yürüme yerleri olduğunu gördük.
Parseller içerisinde genel olarak aile mezarlığı şeklinde çevrelendiğini, şuan çocuk olanlara bile yer hazırlandığını farkettik.
Ufak alanlarda 2-4 bazen 8 adet isim ve resim alanı görünce nasıl sığacaklarını sorduğumuzda; mezar alanına önce yanyan sıra ile yerleştirdiklerini, alan bitince 5 yıl geçmiş ise diğerinin üzerine defnedildiğini açıkladı bekçiler (her işin kendince bir yasa ve kuralları varmış... ayrıca her mesleğinde kendi içinde zorluklarını da öğrendik. anlatamıcam .......)
şaka gibi gelecek ama bir cadde bir mahalle gezer gibi parsel noları ile herkesin nerede yattığı belli ve o alana kaç kişi defnedilmiş veya ne kadar kişi daha defnedilebilir o da belli. Herşeyi o ilk karşılaştığımız büroda kayıt altında tutuyorlar.
Oraya sadece canım ülkemden kişiler değil, dünyanın farklı yerlerinde meftalarında getirilerek orada defnedildiğini de öğrendik. Herkesin MEMLEKET ve HUZUR aradığı yer ortak.
Ağaçlar - çiçekler - bol miktarda sebil çeşme/hayratlar. Mezarlık içerisinde sayısız adım başı hayrat çeşme var.
Kapalı bölge olduğu içinde kimse o HAYRAT çeşmelere hortum bağlayıp arabasını yıkamak veya evinin su deposunu doldurmak için kullanmıyor. Hayratlar sorunsuz çalışıyor.
Onlarda da bir yıkama alanı var ve yıkama işlemi için çok eski bir kaya oyularak tabut gibi hazırlanmış ama su akarı eklenmiş bir çeşit KAYADAN gasl tabutu gördük. Taş işçiliği her yerde belli. çok eski kaya ve taşlar işlenip kimi zaman ayrım amaçlı kimi zaman parke olarak kullanılan TAŞ USTALIKLARINA hayret ile baktım. Ben taş ustalarına hayran olmuşumdur.
"Ekmeğini Taş-dan Çıkartmak".
Parsellerin içinde - kabirlerin hemen yanında ağaç olmasına izin vermiyorlar. Ama parsel baş ve ara dinlenme/toplanma mevkilerinde ağaç ve oturma alanları gördük. Aralarda ekilen ağaçlar kabristanları parçalamasın diye aralara dikmediklerini de öğrendik.
Farklı ağaçlar var. Klasik kayın - çam değil. Bolca defne de gördük. Güller de var. ama bizim mezarlıklarda görmeye alıştığımız çabuk solan zambaklar yok.
İsterseniz ve ücretini öderseniz düzenli olarak çiçek ekim vb hizmetleri satın alabiliyorsunuz da. Aksi halde defnedildiği şeklinde kalan kabirleri de gördük.
Sonuçda oradaki hizmetlilerin bir BULUNMA amacı ve klasik günlük görevleri var.
neyse. uzun bir gezi sohbetden sonra teşekkür ederek ayrıldık.
Arkadaşım hemen evinin yakınındaki .... "bizim mezarlığa da gidelim" dedi. Efes maçları esnasında tanışıp korona ya yenik düşen GENÇ tarafdarı ziyaret edip "maç sonuçlarını/şampiyonlukları" anlatmak istedi.
Mezarlığa girmek ayrı bir sorun, içerde gezmek ise bambaşka sorun.
Ülkemizde her mezarlık giriş yeri ve içi "Edirne Kapı Şehitliği" gibi değil maalesef. Mahalle arasında ufak arsalar içinde ve giriş çıkış sorunlu alanlar.
Neyse o eski dostuna erişmek için sayısız mezarı tepelemek zorunda kaldık. Bölge tamam coğrafik olarak engebeli ama mezarlar arası hiç boşluk yok.
İnsanlar - Kadınlar mezarlık ziyaretlerine gittiklerinde nasıl kabir etrafında durup dua ediyor, diğer kabir ehlini tepelemeden ve diğer kabire zarar vermeden ???? işte imkansızı düşünüyoruz burada.
Evet, azınlıklara göre sayımız çok fazla.
Ama yinede ister mahalle arası, ister şehir anıt mezarlıkları olsun; daha da güzel olabilir.
Fikren mezarlık düşkünü biri değilim. Ama yapacaksak da biraz dikkatli ve bilinçli yapalım.
Ufak bir not eklemek istedim
tarikat ehli değilim ama güzel söz ve hitableri de boş geçmemek lazım
Resimleri görmek için giriş yapmanız gerekmektedir.
"Mûtû kable en-temûtû" Ölmeden evvel ölünüz.
Birgün hepimiz o gezdiğimiz - gördüğümüz kabristanlarda olacağız.
------------------------------------
bu yazımda forum kurallarını ihlal edecek bir kusur işlemedim diye düşünüyorum.
Edebiyat açısından yazıma bir isim vermek gerekirse "DENEME" olarak bakılmasını ve değerlendirilmesini rica ediyorum.
Son düzenleme: